avrupa yakası escort çapa escort halkalı escort şirinevler escort beylikdüzü escort beşiktaş escort escort bayan izmit escort ümraniye escort bayan muratpaşa escort antalya escort şirinevler escort ataköy escort bursa escort escort kızlar betturkey şişli escort pendik escort ligobet bursa escort istanbul escort betvino giriş beylikdüzü escort şişli escort sex hikaye milanobet ataköy escort istanbul escort roketbet güncel giris roketbet giris roketbet güncel adresi roketbahis güncel giris

Me’aric Suresi Arapça okuşu ve Türkçe meali – Me’aric Suresi oku!

[ad_1]

Me’aric Suresi Arapça okunuşu ve Türkçe meali dijital platformlarda Kur’an-ı Kerim ayetlerini okumak isteyenler tarafından merak edilip araştırılıyor. Sizler için Me’aric Suresi okunuşu ve Türkçe mealini haberimizde derledik. İşte Me’aric Suresi hakkında merak edilen detaylar…

Mekke döneminde inmiştir. 44 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyetteki “elMe’âric”kelimesinden almıştır. Me’âric, yükselme yolları demektir. Sûredebaşlıca, Mekke müşriklerinin inkâr, inat ve azgınlıkları, insan tabiatının bazıyönleri, ölüm ötesi hayatın gerçekliği konu edilmektedir.

Mushaftaki sıralamada yetmişinci, iniş sırasına göre yetmiş dokuzuncu sûredir. Hâkka sûresinden sonra, Nebe’ sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 24. âyetinin Medine’de indiğine dair rivayet genel kabul görmemiştir (İbn Âşûr, XXIX, 152).

Meâric sûresinde kıyamet halleri, öldükten sonra dirilme, hesap gününün sıkıntıları, cehennem azabı, âhiret hayatı ve peygamberlik gibi İslâm’ın inanç esasları ele alınmaktadır. Sûrede cömertlik ve cimrilik konularından bahsedilir; müminlerin güzel vasıfları, iyi işleri ve üstün ahlâkı anlatılır; inkârcıların Hz. Peygamber’e karşı tutumları değerlendirilir.

MEA’RİC SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Bismillahirrahmanirrahiym

1.Seele sailun bi’azabin vakı’ın.
2.Lil kâfirîne leyse lehu dâfiun.
3.Minallâhi zîl meâric(meârici).
4.Ta’rucul melâiketu ver rûhu ileyhi fî yevmin kâne mikdaruhu hamsîne elfe senetin.
5.Fasbir sabran cemîlâ(cemîlen).
6.İnnehum yeravnehu baîdâ(baîden).
7.Ve nerâhu karîbâ(karîben).
8.Yevme tekûnus semâu kel muhli.
9.Ve tekûnul cibâlu kel ıhni.
10.Ve lâ yes’elu hamîmun hamîmâ(hamîmen).
11.Yubassarûnehum yeveddul mucrimu lev yeftedî min azâbi yevmi izin bi benîhi.
12.Ve sâhıbetihî ve ahîhi.
13.Ve fasîletihilletî tu’vîhi.
14.Ve men fîl ardı cemî’an summe yuncîhi.
15.Kellâ, innehâ lezâ.
16.Nezzâaten liş şevâ.
17.Ted’û men edbera ve tevellâ.
18.Ve cemea fe ev’â.
19.İnnel insâne hulika helûâ(helûan).
20.İzâ messehuş şerru cezûâ(cezûan).
21.Ve izâ messehul hayru menûâ(menûan).
22.İllâl musallîn(musallîne).
23.Ellezîne hum alâ salâtihim dâimûn(dâimûne).
24.Vellezîne fî emvâlihim hakkun ma’lûm(ma’lûmun).
25.Lis sâili vel mahrûm(mahrûmi).
26.Vellezîne yusaddikûne bi yevmid dîn(dîni).
27.Vellezîne hum min azâbi rabbihim muşfikûn(muşfikûne).
28.İnne azâbe rabbihim gayru me’mûn(me’mûnin).
29.Vellezîne hum li furûcihim hâfizûn(hâfizûne).
30.İllâ alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum fe innehum gayru melûmîn(melûmîne).
31.Fe menibtegâ verâe zâlike fe ulâike humul âdûn(âdûne).
32.Vellezîne hum li emânâtihim ve ahdihim râûn(râûne).
33.Vellezîne hum bi şehâdâtihim kâimûn(kâimûne).
34.Vellezîne hum alâ salâtihim yuhâfizûn(yuhâfizûne).
35.Ulâike fî cennâtin mukramûn(mukramûne).
36.Fe mâ lillezîne keferû kıbeleke muhtıîn(muhtıîne).
37.Anil yemîni ve aniş şimâli ızîn(ızîne).
38.E yatmeu kullumriin minhum en yudhale cennete naîm(naîmin).
39.Kellâ, innâ halaknâhum mimmâ ya’lemûn(ya’lemûne).
40.Fe lâ, uksimu bi rabbil meşârikı vel megâribi innâ le kâdirûn(kâdirûne).
41.Alâ en nubeddile hayran minhum ve mâ nahnu bi mesbûkîn(mesbûkîne).
42.Fe zerhum yahûdû ve yel’abû hattâ yulâkû yevme humullezî yûadûn(yûadûne).
43.Yevme yahrucûne minel ecdâsi sirâan ke ennehum ilâ nusubin yûfidûn(yûfidûne).
44.Haşi’aten ebsaruhum terhekuhum zilletun zalikelyevmulleziy kanu yu’adune.

MEA’RİC SURESİ TÜRKÇE MEALİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

1. Bir soran inecek azabı sordu:
2.İnkârcılar için;ki onu savacak yoktur,
3. Yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından.
4. Melekler ve Rûh (Cebrail),oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar.
5. (Resûlüm!) Şimdi sen güzelce sabret.
6. Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar.
7. Biz ise onu yakın görmekteyiz.
8. O gün gökyüzü, erimiş maden gibi olur.
9. Dağlar da atılmış yüne döner.
10. Dost, dostu sormaz.
11. Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için),oğullarını,
12. Karısını ve kardeşini,
13. Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini
14. Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.
15. Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.
16. Derileri kavurup soyar.
17. Yüz çevirip geri döneni, (kendine) çağırır!
18. (Servet) toplayıp yığan kimseyi!
19. Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır.
20. Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.
21. Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir.
22. Ancak şunlar öyle değildir: Namaz kılanlar,
23. Ki, onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler;).
24. Mallarında, belli bir hak vardır,
25. Sâile ve mahrûma(vermek için).
26. Ceza (ve hesap) gününün doğruluğuna inananlar;
27. Rab’lerinin azabından korkanlar
28. Ki Rab’lerinin azabı(na karşı) emin olunamaz;
29. Irzlarını koruyanlar
30. Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz;
31.Bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir,
32. Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler;
33. Şahitliklerini (dosdoğru) yapanlar;
34. Namazlarını koruyanlar;
35. İşte bunlar, cennetlerde ağırlanırlar.
36. (Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, sana doğru koşuyorlar?
37. Bölük bölük sağından ve solundan(gelip etrafını sarıyorlar)
38. Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
39. Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler).
40. Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, bizim gücümüz yeter:
41. Şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez.
42. Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar.
43. O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar.
44. Gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde.İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir