Başkent’te 120 günlük su kaldı! ‘Su kıtlığı’ çok yakın…
2019’un mart ayında kente su sağlayan barajların doluluk oranı yüzde 22,90’dı. Bu rakam geçen yıl mart ayında yüzde 20,40 civarında seyretti. Bu yılın mart ayında ise yüzde 10,29 sevisini gördü ve bugün itibariyle yüzde 11.61… Ciddi bir düşüş var ve Başkent eğer önümüzdeki birkaç ayı kurak geçirirse ciddi su tehlikesiyle de karşı karşıya kalabilir. Bu durumda akla gelen iki soru var:
1- Barajlardaki mevcut doluluk bu yılı çıkarmaya yeter mi?
2- Eğer kuraklık devam ederse şehrin su konusunda alternatif planları var mı?
Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Erdoğan Öztürkhurriyet.com.tr’ye anlattı.
Barajların doluluk oranının ocak ayında yüzde 20,91 olduğunu söyleyen Öztürk, barajlara yağışlarla hiç su gelmemesi durumunda 120 günlük suyun kaldığının altını çiziyor. Özellikle suyun her damlasının da çok kıymetli olduğunu vurguluyor.
“Şu an aktif doluluk oranımız ne yazık ki yüzde 11.61. Bu rakam yüzde 10,5’e kadar da gerilemişti. Son günlerde bir miktar artış oldu. Ama mevcut doluluk da bizi 120 gün idare edecek durumda. Eğer yeterli yağış almazsak gerekli planlarımız üzerinde de çalışıyoruz. Örneğin baraj rezervuarlarında su alma yapısının altında da belirli bir su var. Bunun da bir miktarını kullanabiliyoruz. Buradan iletim kanallarımıza su aktarma şansımız var. Bu durumu alternatiflerimiz arasında tutuyoruz”
B planları arasında bir başka alternatifin de Kesikköprü Barajı’nı devreye almak olduğunu söyleyen Öztürk, barajın devreye alınması halinde -ve hiç yağış olmadığı senaryoda- 180 günlük suyun mevcut olduğunu ifade ediyor ama maliyetin çok da yüksek olduğunu vurguluyor.
“Bu barajdan yapılan pompalama işlemi sırasında enerji maliyetimiz çok ciddi rakamlara ulaşıyor. Çünkü bir pompa maliyeti 5 milyon lira, 5 pompa yaparsak da 25 milyon liralık elektrik masrafı getiriyor. Şimdilik tercih etmeme nedenimiz bu… Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var. Ankara’da hiçbir abonenin musluğundan bulanık su akma gibi bir şey söz konusu değil. Kireçlenme gibi bir durum da yok.”
‘DÖRT KİŞİLİK BİR AİLENİN AYLIK SU TÜKETİMİ ÇOK ARTTI’
Pandemiyle birlikte bu yıl geçen yıla kıyasla yaklaşık 24 milyon metreküp su tüketildiğini de söyleyen Öztürk, salgının su tüketimini çok fazla arttırdığının da altını çiziyor.
“Salgınla birlikte birçok insan artık evlerinde… Bir de hijyen korkusuyla hareket ettikleri için su tüketimi çok fazla artmış oldu. Şu an dört kişilik bir ailenin aylık su tüketimi 10 metreküpün üzerine çıktı. Daha net rakamlar vermek gerekirse konutlarda 2019 yılında 213 milyon metreküp su tüketilmiş. Pandemi nedeniyle getirilen yasaklar ve sokağa çıkma kısıtlamalarının da uygulandığı 2020 yılında bu miktar 237 milyon metreküp. Şu anda da bu rakam artmaya devam ediyor.”
ÇİFTÇİLERE UYARI: KURU TARIM SULAMASI YAPSINLAR
Sivil toplum kuruluşları ve muhtarlarla sürekli toplantılar yapıp halkın daha da bilinçlendirilmesi adına çalışmaların yürütüldüğünü söyleyen Öztürk; vatandaşların aldıkları duştan tıraş oldukları suya, arabalarını yıkadıkları sudan suladıkları çime kadar çok dikkat etmeleri gerektiğini söylüyor.
“Özellikle çiftçilerimize uyarım lütfen kuru tarım sulaması yapsınlar. Çünkü bu uygulamada suyu direkt olarak toprağa vermek yerine, kuru tarımla suyu direkt fideye verebiliyoruz. Bu tür uygulamalarla salatalık ve patlıcan gibi ürünlerde çok ciddi verim alınabiliyor. Yarın bir gün özellikle tarımla geçimini sağlayan insanlarımızın su sıkıntısı yaşamaması için bu uygulamayı dikkate almaları gerekiyor”
Ankara barajlarının bugün itibariyle doluluk oranları ise şöyle:
Akyar Barajı yüzde 16,19
Çamlıdere Barajı yüzde 22,03
Çubuk 2 Barajı yüzde 19,64
Eğrekkaya Barajı yüzde 28,80
Kargalı Barajı yüzde 33,21
Kavşakkaya Barajı yüzde 19,48
Kurtboğazı Barajı yüzde 49,00
İÇ ANADOLU BÖLGESİ’NDE DE ‘SU KITLIĞI’ RİSKİ VAR
Barajlardaki genel doluluk bu kadar düşük bir seviyeye gerilemişken, Başkent son altı ayda yeterli yağış alabildi mi? Bahar ve yaz aylarında yağışlar bekleniyor mu? İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Deniz Demirhan, hurriyet.com.tr’ye anlattı…
İç Anadolu Bölgesi geçtiğimiz yıllarla kıyasla ortalamanın altında mı yağış aldı? Özellikle bu bölge için de ‘su kıtlığı’ riskinden bahsedebilir miyiz?
İç Anadolu bölgesi, 2021 kış mevsiminde ortalamalara göre yüzde 31.0 oranında daha az yağış aldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün tahminlerine göre önümüzdeki iki hafta boyunca da yağışların ortalamaların altında kalacağı söyleniyor. Bunun yanı sıra İç Anadolu Bölgesi’ndeki sıcaklığın da önümüzdeki iki hafta boyunca ortalamaların üzerinde olacağı tahmin edilmekte.
Bu durumda toprak ve baraj yüzeylerinden olan buharlaşmanın da hızla devam edebileceği sonucuna varılabilir. Yalnız şunun altını çizmekte fayda var, ne yazık ki İç Anadolu Bölgesi de ilerleyen dönemlerde ‘su kıtlığı’ çekebilecek bölgeler arasında yer alıyor.
Ankara’da şu an barajların doluluk seviyesi yüzde 11’e kadar gerilemiş durumda. Şehir son altı aylık dönemde yeterli yağışı alamadı mı?
Ankara’da son altı aylık (Eylül 2020-Şubat 2021) dönemdeki kuraklık haritasına göre, bölgedeki kuraklığın orta ve çok şiddetli kurak arasında değiştiği görülüyor. Mart 2019-Şubat 2021 dönemini kapsayan son iki yılda ise Ankara’nın bazı bölgelerinde kuraklığın, orta-kurak seviyesine kadar ulaşması tasarruflu su kullanımına özen gösterilmesi gerektiğini çok şiddetli şekilde gösteriyor.
Önümüzdeki süreçte özellikle yaz aylarında Ankara’da yağışlar öngörülüyor mu?
Haziran 2020 döneminde, İç Anadolu bölgesinde yağışlar ortalamaların yüzde 41.9 üzerinde gerçekleşirken, Ankara’da da yağış ortalamaların üzerinde olmuştu. Temmuz ayında, İç Anadolu Bölgesi’nde yağışlarda yüzde 54.0 oranında azalma görülmüş ve benzer şekilde Ankara’da da yağışlar ortalamaların yarısının bile altında kalmıştı. Ağustos 2020’de ise İç Anadolu Bölgesi’ndeki yağışlarda yüzde 73.9 oranında bir azalma olmuş, yine Ankara’da da yağış bu ay içinde ortalamanın çok altında gerçekleşmişti. Önümüzdeki yaz dönemi için bugünden tahmin yapmak çok doğru değil ama elimizdeki veriler yağışların ortalamalar civarında olacağını gösteriyor. Ancak Ankara’da uzun bir dönemdir, ciddi bir meteorolojik kuraklık olduğunu çok net bir şekilde söyleyebilirim.
Başkent’te son zamanlarda çok ciddi şekilde kum fırtınaları görüldü. Bu durumun da yağışların olmamasında etkisi var mı?
Kum fırtınaları gevşek, nemsiz toprak veya kum üzerinde esen kuvvetli rüzgarlardan kaynaklanıyor. Çok miktarda toprak, kum, çakıl gibi malzemelerin havaya karışması görüş mesafesini de büyük ölçüde azaltıyor. Yer seviyesindeki ısınma, aşağı atmosferin kararsız hale gelmesine neden oluyor. Bu istikrarsızlık, atmosferde güçlü bir karışma meydana getiriyor ve kuvvetli rüzgarların oluşmasına sebep oluyor. Çöl gibi sıcak ve yoğun kuraklığın görüldüğü bölgelerde görülme ihtimali de çok yüksek. Toprak nemi azaldıkça, sıcaklık arttıkça Ankara’da da toz fırtınalarının görülme ihtimali artıyor. Ne yazık ki yağışların olmamasının toz ve kum fırtınaları üzerinde de ciddi etkileri var.
Kripto Para Piyasaları için Bigpara
Kripto Para Piyasaları için Bigpara