Avrupa Birliği (AB),tarihinin en karmaşık dönemlerinden birini yaşıyor. Birliğin öncelikleri, mevcut sorunlara yönelik çözüm arayışları ve küresel ekonomik sistemdeki geleceği belirsizliklerle dolu. Özellikle AB Komisyonu Başkanı von der Leyen gibi neoliberal siyasetçilerin uzlaşmaz tavırları, sorunları daha da derinleştiriyor. Rusya-Ukrayna Savaşı, Türkiye ile ilişkilerin yeniden yapılandırılması gibi kritik konularda gerçeklerden kaçınan bu yaklaşım, AB içinde bölünmeleri artırıyor.

Avrupa'da Yükselen Sağ ve AB'nin Geleceği

Avrupa'da yükselen yeni sağ hareketler, neoliberal politikaların yol açtığı zararları ve gelecekteki kayıp riskini görerek Brüksel'in katı tutumunu eleştiriyor. Macaristan Başbakanı Orban, bu eleştirilerin en ön saflarında yer alırken, Brüksel'in Macaristan'ın AB fonlarından yararlanmasını kısıtlaması, ideolojik ve siyasi ayrılıkları daha da körüklüyor. Bu durum, AB'nin geleceği hakkında ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Yeni Avrupa Güvenlik Mimarisi ve Türkiye'nin Rolü

AB içindeki bir diğer tartışma konusu ise "yeni Avrupa Güvenlik Mimarisi". Pek çok uzman ve siyasetçi, bu mimarinin Türkiye olmadan anlam ifade etmeyeceğini belirtiyor. Ancak yaşanan anlaşmazlıklar, NATO müttefikliği ile bağdaşmayan engellemeler ve Almanya'nın silahlanma hamlesi, bazı AB üyelerini tedirgin ediyor. Bu gelişmeler, Avrupa'nın güvenlik geleceği hakkında endişeleri artırıyor.

Küresel sistemdeki değişimler, "yeni küresel düzen" tartışmalarını beraberinde getirirken, AB'nin gelecekteki rolü de merak konusu. Bir küresel güç mü, yoksa bölgesel bir aktör mü olacak? Küresel ekonomideki parçalanma eğilimi, AB'nin uluslararası ekonomik sistemdeki bağımlı konumu nedeniyle ciddi bir risk oluşturuyor. İşte bazı kritik bağımlılık oranları:

• Ağır nadir toprak elementleri: %100
• Magnezyum: %97
• Hafif nadir toprak elementleri: %85
• Lityum: %79

Bu bağımlılık, AB'yi ekonomik olarak kırılgan hale getiriyor. Türkiye, bu noktada önemli bir çözüm ortağı olabilirken, AB'nin Türkiye'ye yönelik tutumu bu potansiyeli engelliyor.

Başkan Trump'ın başlattığı ticaret savaşları ile derinleşen ekonomik parçalanma, önümüzdeki dönemde AB'yi daha da zorlayacak. AB'nin iki seçeneği var: Ya başta Türkiye olmak üzere stratejik ortaklıklarını hızla yeniden yapılandıracak, ya da ekonomik ve siyasi olarak zayıflamaya devam edecek. Seçim, AB'nin geleceğini belirleyecek.