Ekonomist Mahfi Eğilmez, borcun bireyler ve devletler için ne ifade ettiğini, faydalarını ve risklerini ele aldığı bir analiz yayınladı. "Borç yiğidin kamçısı mıdır?" sorusuna yanıt arayan Eğilmez, borcun doğru yönetildiğinde kalkınma için bir araç olabileceğini, ancak yanlış kullanıldığında ise ciddi sorunlara yol açabileceğini vurguluyor.
Borç İyi mi, Kötü mü?
Eğilmez'e göre borcun iyi mi kötü mü olduğu, borcun hangi amaçla alındığına ve nasıl yönetildiğine bağlı. Eğer borç, üretken yatırımlar için alınıyor ve geri ödeme planı doğru bir şekilde yapılıyorsa, borç ekonomik büyümeyi destekleyebilir. Ancak, borç tüketim harcamaları için alınıyor ve geri ödeme planı yapılmadan harcanıyorsa, borç bir yük haline gelebilir.
Borcun bir kamçı gibi kullanılabilmesi için şu noktalara dikkat etmek gerekiyor:
- Borç, gelecekte gelir yaratacak yatırımlar için kullanılmalı.
- Borcun geri ödeme planı, gelir projeksiyonlarına uygun olarak yapılmalı.
- Borcun faiz oranları ve vade yapısı, borçlunun ödeme kapasitesini zorlamamalı.
- Borcun kullanımında şeffaflık sağlanmalı ve hesap verilebilirlik ilkesine uyulmalı.
Borç Tuzağına Düşmemek İçin Ne Yapmalı?
Mahfi Eğilmez, borç tuzağına düşmemek için bireylerin ve devletlerin dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalara değiniyor. Bireylerin, gelirlerini aşan harcamalardan kaçınması, kredi kartı borçlarını düzenli olarak ödemesi ve gereksiz borçlanmadan uzak durması gerekiyor. Devletlerin ise, bütçe disiplinini sağlaması, kamu harcamalarını kontrol altında tutması ve borçlanmayı sürdürülebilir seviyelerde tutması gerekiyor.
Ayrıca, Eğilmez, borcun sadece finansal bir mesele olmadığını, aynı zamanda psikolojik bir boyutu olduğunu da vurguluyor. Borçlanma alışkanlığı, bireylerin ve toplumların değer yargılarını ve tüketim alışkanlıklarını da etkileyebilir. Bu nedenle, borçlanma konusunda bilinçli olmak ve rasyonel kararlar vermek büyük önem taşıyor.
Sonuç
Mahfi Eğilmez'in analizi, borcun doğru yönetildiğinde bir kalkınma aracı olabileceğini, ancak yanlış kullanıldığında ise ciddi sorunlara yol açabileceğini açıkça ortaya koyuyor. Bireylerin ve devletlerin borçlanma konusunda bilinçli olması, rasyonel kararlar vermesi ve borç tuzağına düşmemesi gerekiyor. Aksi takdirde, borç yiğidin kamçısı olmaktan çıkar ve bir pranga haline gelir.