
Metan Alarmı! Küresel Emisyonlar Neden Azalmıyor?
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan Küresel Metan Takipçisi raporu, dünyada enerji sektöründen kaynaklanan metan emisyonlarının azaltma çabalarına rağmen "inatçı" bir şekilde yüksek kalmaya devam ettiğini ortaya koydu. Fosil yakıtlardan kaynaklanan metan emisyonlarının uydu verilerine dayanarak analiz edildiği rapor, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir engel teşkil ediyor.
Metan Emisyonlarında Tehlike Sinyalleri
Rapora göre, fosil yakıtlar insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonlarının yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Petrol, gaz ve kömürdeki rekor üretim, küresel çapta enerji sektöründen kaynaklı metan emisyonlarının yıllık 120 milyon tonla yüksek seviyelerde seyretmesine neden oluyor. IEA'nın tahminlerine göre, bu emisyonlar resmi olarak raporlanan seviyenin oldukça üzerinde bulunuyor. Ancak, metan emisyonlarının takibine yönelik veri toplama çalışmaları ve şeffaflıkta iyileşme görülmesi umut verici.
Geçen yıl büyük petrol ve gaz tesislerinden metan gazı sızıntısının rekor seviyeye ulaştığı belirtilirken, terk edilmiş petrol, gaz kuyuları ve kömür madenleri dünya çapında 8 milyon ton metan emisyonuna yol açtı. Bu durum, sorunun sadece mevcut üretimle sınırlı olmadığını, geçmişteki faaliyetlerin de önemli bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Çözüm Mümkün mü?
Raporda yer alan bilgilere göre, enerji sektöründen kaynaklı metan emisyonlarının yüzde 70'i maliyet etkin teknolojilerle önlenebilir. Bu, sorunun çözümü için teknolojik imkanların mevcut olduğunu gösteriyor. Ancak, ülkeler ve şirketlerin metan emisyonlarını azaltmaya yönelik mevcut taahhütleri küresel petrol ve gaz üretiminin sadece yüzde 80'ini kapsarken, bu üretimin yalnızca yüzde 5'i neredeyse sıfıra yakın metan emisyonu standardını karşılıyor. Bu durum, taahhütlerin yetersiz olduğunu ve daha kapsamlı önlemlerin alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, raporla ilgili değerlendirmesinde, son verilerin metan konusundaki uygulamaların hedeflerin gerisinde kalmaya devam ettiğini vurguladı. ABD ve Avrupa Birliği liderliğinde 100'ün üzerinde ülke, 2021'de İskoçya'da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi COP26'da Küresel Metan Taahhüdüne katılarak, metan emisyonlarını 2030'a kadar 2020 seviyesine göre en az yüzde 30 azaltmayı hedeflemişti.
Peki, bu taahhütler yeterli mi? Mevcut durumda, metan emisyonlarının azaltılması için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. İşte yapılması gerekenlerden bazıları:
- Fosil yakıt kullanımının azaltılması
- Metan sızıntılarının önlenmesi için teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması
- Terk edilmiş kuyuların ve madenlerin rehabilite edilmesi
- Uluslararası işbirliğinin artırılması
- Şirketlerin ve ülkelerin daha iddialı taahhütlerde bulunması
Gelecek Ne Getirecek?
IEA'nın raporu, metan emisyonlarının azaltılması konusunda acil adımlar atılması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. İklim değişikliğiyle mücadelede başarılı olmak için, metan emisyonlarının kontrol altına alınması hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileri daha da artacak.
Metan emisyonlarının azaltılması, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik bir fırsat. Maliyet etkin teknolojilerle emisyonların azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması ve yeni iş alanlarının yaratılması mümkün. Bu nedenle, ülkelerin ve şirketlerin bu konuda daha fazla yatırım yapması ve işbirliği yapması gerekiyor.