Türkiye ekonomisi zorlu bir süreçten geçerken, şirket kapanışları da dikkat çekici bir şekilde artış gösteriyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından açıklanan son veriler, bu durumun vahametini gözler önüne seriyor. Mart ayında 1932 şirket kepenk indirdi! Peki, bu kapanışların ardında yatan sebepler neler? En çok hangi sektörler bu durumdan etkilendi?
Kapanan Şirket Sayısındaki Artışın Nedenleri
TOBB'un açıkladığı verilere göre, 2025'in ilk üç ayında kurulan şirket sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %3,6 oranında azaldı. Buna karşılık, kapanan şirket sayısı %5,6, kapanan kooperatif sayısı ise %1,0 oranında arttı. Bu durum, ekonomik koşulların şirketler üzerindeki baskısını açıkça gösteriyor. Kapanan şirket sayısındaki artışın temel nedenleri arasında şunlar sayılabilir:
- Yüksek Enflasyon: Enflasyon, maliyetleri artırarak şirketlerin karlılığını olumsuz etkiliyor.
- Artan Faiz Oranları: Kredi faizlerindeki yükseliş, şirketlerin finansman maliyetlerini artırıyor.
- Talep Daralması: Ekonomik belirsizlikler ve alım gücündeki düşüş, talebi azaltarak şirketlerin satışlarını olumsuz etkiliyor.
- Rekabet Ortamı: Artan rekabet, şirketlerin pazar paylarını korumasını zorlaştırıyor.
Hangi Sektörler Kapanmalardan Etkilendi?
Kapanan şirketlerin sektör dağılımına bakıldığında, özellikle perakende, inşaat ve hizmet sektörlerinin bu durumdan daha fazla etkilendiği görülüyor. Bu sektörlerdeki şirketler, yüksek maliyetler, rekabet ve talep daralması gibi faktörlerin etkisiyle faaliyetlerini sürdürmekte zorlanıyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler), bu zorlu koşullara daha dayanıksız oldukları için kapanma riskiyle daha sık karşı karşıya kalıyor.
Mart ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı da bir önceki aya göre %41,5 oranında azaldı. Bu durum, yeni yatırımların ve girişimlerin de azalmakta olduğunu gösteriyor. Ekonomideki belirsizlikler, yatırımcıların risk alma iştahını azaltarak yeni şirket kuruluşlarını olumsuz etkiliyor.
Türkiye ekonomisi için bu veriler, dikkatle incelenmesi gereken bir tabloyu ortaya koyuyor. Şirket kapanışlarındaki artış, işsizlik oranlarını yükseltebilir ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, hükümetin ve ilgili kurumların, şirketlerin rekabet gücünü artıracak, maliyetlerini düşürecek ve finansmana erişimlerini kolaylaştıracak önlemler alması büyük önem taşıyor.
Ekonomistler, bu olumsuz tablonun düzelmesi için yapısal reformların yapılması, enflasyonla mücadele edilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, şirket kapanışlarının artmaya devam etmesi ve ekonomik sorunların daha da derinleşmesi kaçınılmaz olabilir.