Ünlü ekonomist Nouriel Roubini, ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarının giderek tırmanabileceği ve hatta sıcak çatışmalara dönüşebileceği konusunda endişelerini dile getirdi. 2008 küresel mali krizini önceden tahmin etmesiyle tanınan Roubini, mevcut gerilimlerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik riskler de taşıdığını vurguladı.
Ticaret Savaşları Yeni Bir Soğuk Savaş mı?
Roubini'ye göre, tarifelerin açıklanmasıyla başlayan ABD-Çin gerilimi, dünya ekonomisini belirsiz bir geleceğe sürüklüyor. Bu durumun, iki ülke arasında yeni bir soğuk savaşın fitilini ateşleyebileceği belirtiliyor. Roubini, bu tehlikeli senaryonun sadece ekonomik değil, siyasi ve askeri boyutları da olabileceğine dikkat çekiyor. "Ticaret savaşları, zamanla daha geniş kapsamlı bir soğuk savaşa dönüşebilir," diyen Roubini, uluslararası ilişkilerde yaşanabilecek olumsuz gelişmelere işaret ediyor.
Tayvan'da Sıcak Savaş İhtimali
Roubini'nin en çarpıcı uyarılarından biri ise Tayvan ile ilgili. Çin'in Tayvan üzerindeki artan baskısı ve ABD'nin bölgedeki askeri varlığı, sıcak bir çatışma riskini beraberinde getiriyor. Roubini, bu durumun sadece bölgesel bir krizle sınırlı kalmayacağını, küresel çapta büyük yankı uyandırabileceğini ifade ediyor. Bu bağlamda, uluslararası toplumun Tayvan konusunda daha dikkatli ve duyarlı olması gerektiği vurgulanıyor.
Ekonomik Kriz Beklentisi
Roubini, ticaret savaşlarının ve jeopolitik gerilimlerin yanı sıra, küresel ekonomide de ciddi sorunlar yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Özellikle enflasyon, resesyon ve borç krizi gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle, önümüzdeki dönemde daha büyük bir ekonomik krizin yaşanabileceği öngörülüyor. Bu nedenle, hükümetlerin ve merkez bankalarının daha dikkatli politikalar izlemesi ve küresel işbirliğini artırması gerektiği belirtiliyor.
Sonuç olarak, Nouriel Roubini'nin uyarıları, dünya ekonomisi ve uluslararası ilişkiler açısından önemli bir dönemeçte olduğumuzu gösteriyor. Ticaret savaşlarının tırmanması, soğuk savaşın yeniden canlanması ve Tayvan'da sıcak çatışma ihtimali gibi riskler, küresel istikrarı tehdit ediyor. Bu nedenle, uluslararası toplumun daha sağduyulu ve işbirlikçi bir yaklaşım sergilemesi, olası krizlerin önüne geçilmesi için büyük önem taşıyor.