Antalya'da iklim değişikliğinin etkileri giderek daha fazla hissedilirken, su kaynaklarının sürdürülebilirliği konusundaki endişeler de artıyor. Özellikle turizm sektörünün yoğun olduğu bu bölgede, 5 yıldızlı otellerin su tüketimi dikkat çekiyor. Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden Doç. Dr. Ethem Karadirek, bu konuda önemli uyarılarda bulundu ve vahşi sulama ile kaçak sondajların geleceğe yönelik büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

Antalya'da Otellerin Su Tüketimi Alarm Veriyor

Antalya'da 5 yıldızlı otellerde yatak başına günlük bin litrenin üzerinde su tüketildiği belirtiliyor. Bu durum, bölgedeki su kaynakları üzerindeki baskıyı artırırken, iklim değişikliğiyle birlikte yaşanan kuraklık sorununu daha da derinleştiriyor. Doç. Dr. Karadirek, "Kısıtlı bir kaynağı verimsiz kullandıkça başka kaynak aramak zorunda kalıyoruz" diyerek su kaynaklarının verimli kullanılmasının önemine dikkat çekiyor.

• Vahşi sulama yöntemleri su kaybına neden oluyor.
• Otellerdeki aşırı su tüketimi sürdürülebilir değil.
• Kaçak sondajlar yer altı sularını tehdit ediyor.

Kaçak Sondajlar Geleceğimizi Tehdit Ediyor

Doç. Dr. Ethem Karadirek, kaçak sondajların geleceğe atılmış birer dinamit olduğunu belirterek, bu tür faaliyetlerin önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Kaçak kuyuların yer altı sularının dengesini bozduğunu ve su kaynaklarını kuruttuğunu ifade etti. Ayrıca, tarımda kullanılan vahşi sulama yöntemlerinin de su israfına yol açtığını ve bu konuda daha bilinçli uygulamalara geçilmesi gerektiğini söyledi.

Su Kaynaklarını Koruma Çağrısı

Antalya'da su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması için acil önlemler alınması gerekiyor. Bu kapsamda, otellerin su tüketimini azaltmaya yönelik teşvikler sağlanmalı, vahşi sulama yerine modern sulama teknikleri kullanılmalı ve kaçak sondajlarla mücadele edilmeli. Aksi takdirde, Antalya'nın gelecekte su sıkıntısıyla karşı karşıya kalması kaçınılmaz olabilir.

Unutmayalım ki, su hayattır ve onu korumak hepimizin sorumluluğundadır. Bilinçli su tüketimi ve sürdürülebilir uygulamalarla geleceğimizi güvence altına alabiliriz.