CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda uzun süredir devam eden iç çekişmeler, 24 Eylül'de yapılan olağanüstü kongre sonrası yeni bir krize dönüştü. Yeniden il başkanı seçilen Özgür Çelik, mazbatasını almasına rağmen, mahkeme kararı nedeniyle koltuğuna oturamıyor. Bu durum, partideki belirsizliği daha da artırıyor.

Hukuki Engeller Devam Ediyor

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2 Eylül'de aldığı tedbir kararı, Özgür Çelik ve yönetimini görevden almıştı. Yerine, eski CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'in de bulunduğu bir çağrı heyeti atanmıştı. Bu kararla birlikte CHP İstanbul İl Örgütü'nde çift başlı bir yönetim ortaya çıkmış durumda. Kongre sonrası Çelik seçimi kazansa da, mahkemenin tedbir kararı kalkmadan göreve başlayamıyor.

Hukukçular, mahkeme tedbir kararı devam ederken alınan mazbatanın geçersiz olduğunu belirtiyorlar. Çelik'in göreve başlayabilmesi için öncelikle mahkemenin tedbir kararını kaldırması gerekiyor. Aksi takdirde, mahkeme 24 Eylül'deki kongreyi hükümsüz kılabilir.

Avukat Cevahir Kılıç, konuyla ilgili Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvuru yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:

CHP'de Çözüm Arayışları ve Olası Senaryolar

CHP İstanbul'daki bu kriz, partinin geleceği açısından önemli soru işaretleri yaratıyor. Özgür Çelik'in göreve başlayamaması, örgütte yeni tartışmalara ve bölünmelere yol açabilir. Mahkemenin vereceği karar, sürecin seyrini belirleyecek.

• Mahkeme tedbir kararını kaldırırsa, Özgür Çelik göreve başlayabilecek.
• Mahkeme kongreyi hükümsüz kılarsa, yeniden seçim yapılması gerekebilir.
• Taraflar arasında uzlaşma sağlanırsa, yeni bir yönetim modeli üzerinde anlaşılabilir.

Bu süreçte CHP'nin nasıl bir yol izleyeceği, partinin iç dinamikleri ve siyasi dengeleri açısından kritik öneme sahip. CHP liderliği, İstanbul'daki krizi çözmek ve partiyi daha da güçlendirmek için adımlar atmak zorunda.

CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndaki bu kriz, partinin geleceği için önemli bir dönüm noktası olabilir. Hukuki süreçlerin nasıl sonuçlanacağı ve partinin bu süreçten nasıl etkileneceği merakla bekleniyor. Bu durum, sadece İstanbul'daki değil, Türkiye genelindeki siyasi dengeleri de etkileyebilecek potansiyele sahip.