18 Nisan 2025 Cuma

Gazeteci Davası: Nazım ve Cihan İçin Adalet Bekleniyor!

Suriye'de haber takibi sırasında hayatını kaybeden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için düzenlenen eylem sonrası açılan davada, 10'u gazeteci 14 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Duruşmayı Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), DİSK Basın-İş, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) gibi basın örgütleri de yakından takip etti.

Kimler Yargılanıyor, Hangi Suçlamalarla?

Sanıklar, "örgüt propagandası yapmak" ve "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet" suçlamalarıyla yargılanıyor. Yargılanan isimler arasında gazeteciler Gülistan Dursun, Hayri Tunç, Yeni Yaşam gazetesi çalışanları Enes Sezgin, Osman Akın, Can Papila, Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Pınar Gayıp, Mücadele Birliği gazetesi muhabiri Serpil Ünal ve siyasetçiler Hacı Ugiş, İmam Şenol bulunuyor.

Mahkeme heyeti, "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet" iddiasıyla yargılanan Zeynep Kuray, Yadigar Aygün, Mahsun Sağlam, Pelin Laçin ve Yağmur Filiz'in dosyasında yetkisizlik kararı vererek, dosyanın ilgili asliye ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetti.

"Gazeteciliği Savunduk"

Duruşmada söz alan sanıklar, gazetecilik faaliyetlerini savunduklarını ve anayasal haklarını kullandıklarını belirttiler.

  • Can Papila, "Nazım ve Cihan'ın anmasına katıldık. Gözaltına alındığımız yerde uyarı yapılmadan müdahale edildi. Dağılacak bir alan da yoktu, süre de verilmedi. Propaganda yaptığımız söyleniyor ama kimin propagandasını yaptığımız belli değil. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
  • Gülistan Dursun, "Öldürülen iki gazeteciyi anmak anayasal hakkımızdır. Eylem başlamadan darp edilerek, gözaltına alındık. Uyarı ablukaya alındıktan sonra yapıldı. Atılan sloganların bir suç teşkil etmediğini düşünüyorum" diye konuştu.
  • Hayri Tunç, "Dağılın çağrısı yapılmadı. Eylem alanına uzak bir alanda kimliğimiz alındı. Bize dağılacak alanda bırakılmadı. Ters kelepçe yapıldı. Küfür, hakaret edildi. Boynum sıkıldı" ifadelerini kullandı.

Enes Sezgin ise, "O gazeteciler savaş alanında haber takip yaparken katledildi. Gazeteciler, iktidarların dünya genelinde savaşlarda en önce hedef aldıkları kişiler olmuştur. Türkiye gazetecilerin çalışmalarını 'terörize' ediyor ve seslerini kısıyor. Ben gazetecilerin öldürülmemesi için bu açıklamaya katıldım. Burada katledilen gazeteciliktir. Bu yüzden orada bulunmam temel sorumluluğumdur. Gazeteciliği savunmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Mütalaa Bekleniyor

Sanık avukatları, suç unsuru oluşmadığını belirterek beraat talebinde bulundu. Mahkeme, dosyasında yetkisizlik kararı verilenler hariç, diğer yargılananlar hakkında mütalaanın hazırlanmasını istedi ve duruşmayı 27 Mayıs'a erteledi.

Bu dava, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve gazetecilerin çalışma koşulları açısından önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor. Gazetecilerin mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılar ve yargılamalar, uluslararası kamuoyunda da yakından takip ediliyor. Davanın sonucu, Türkiye'deki basın özgürlüğünün geleceği hakkında önemli ipuçları verecek.

İlgili Haberler