
Gülen'in Reddetiği Şeffaflık Bildirgesi! Neler Gizleniyor?
Gazeteci Ruşen Çakır, Fethullah Gülen'in 2018 yılında kendisine sunulan 30 maddelik şeffaflık bildirgesini neden reddettiğini yorumladı. Çakır, bu reddin sadece Gülen yapılanması için değil, benzer "tek adam" modeline sahip yapılar için de önemli bir örnek teşkil ettiğini belirtti.
2018 Şeffaflık Bildirgesi Neler İçeriyordu?
Ruşen Çakır, YouTube yayınında, Avrupa'daki Gülen hareketi mensuplarının 2018'de hazırladığı bildirgenin, hareket içi denetim, şeffaflık, yetki dağılımı, atama süreçleri, maaş düzeni ve işleyiş mekanizmalarına dair kapsamlı öneriler içerdiğini hatırlattı. Bildirgede yer alan, "Şeffafiyet eksikliği ve yetki-sorumluluk asimetrisi güven erozyonuna sebep olabilir. Merkezi yapının şeffaflığına yönelik ciddi bir beklenti vardır" ifadelerine dikkat çekti.
Bildirge Nasıl Reddedildi?
Gazeteci Ahmet Dönmez'in aktardığına göre, bildirgeyi sunmak üzere Gülen'in yanına giden heyette yer alan Erkam Tufan Aytav, yaşananları şöyle anlattı:
"Hocaefendi beklediğimden çok daha sert, olumsuz bir reaksiyon verdi. Bildiriyi tamamlayamadım bile. 10. maddede kesti. Çok sert tepki gösterdi ve bildiriyi buruşturup çöpe attı."
Reddin Sonuçları ve "Tek Adam" Modeli
Ruşen Çakır, Gülen yapılanmasında sivil kanadın yıllarca baskılandığını ve bu durumun hem hareketin hem de Türkiye'nin ağır bedeller ödemesine neden olduğunu vurguladı. Çakır'ın açıklamaları:
"Toplumsal, siyasal veya dini yapılarda şeffaflık temel bir kavramdır. Birçok yapı çeşitli gerekçelerle şeffaflığı erteliyor ya da düşük seviyede tutuyor. Fethullahçılık bunu çok ağır yaşadı. Eğer 2018’de gelen önerileri ciddiye alsaydı, süreç bugün çok daha farklı olabilirdi."
Çakır, Gülen'in tavrının "tek adam" modelinin tipik bir örneği olduğunu belirterek, günümüzde de benzer yapıların varlığına dikkat çekti. Abdullah Öcalan örneğini vererek, bu tür yapılarda liderin sözünün sorgulanamaz olduğunu ifade etti.
Gazeteciler, akademisyenler ve iş insanlarından oluşan 60 kişilik bir grubun aylarca çalışarak hazırladığı bildirgenin reddedilmesi, Gülen hareketinin bugünkü zayıf ve dağınık halinin en önemli nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Fethullah Gülen'in bu önerileri dikkate alması halinde, hareketin daha güçlü bir şekilde yoluna devam edebileceği düşünülüyor.










