İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, cezaevinden yaptığı sert açıklama ile gündeme bomba gibi düştü. Şişli, Van ve Esenyurt'ta yaşanan kayyum uygulamalarına tepki gösteren İmamoğlu, "Bu kötülükten derhal vazgeçin!" diyerek dikkatleri üzerine çekti. Peki, İmamoğlu'nun bu sert çıkışının ardında yatan sebepler neler?

Kayyum Uygulamalarına Sert Eleştiri

Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu aracılığıyla kayyum atamalarına yönelik eleştirilerini dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi hesabından paylaşılan mesajda, kayyum uygulamalarının "3 Ç" anlamına geldiği vurgulandı: çöp, çökme ve çürüme.

• Çöp: Şişli'de sokakları dolduran çöpler
• Çökme: Van'da çalışanların işten atılarak belediyeye çökme uygulamaları
• Çürüme: Esenyurt'ta siyasi talimatların gölgesinde ve halktan uzaklaşmış belediyecilikte yaşanan çürüme

İmamoğlu, bu manzaranın kayyum uygulamalarının eseri olduğunu belirterek, "Hemen vazgeçin bu kötülükten! HERKES İÇİN ÖNCE ADALET! ÖNCE HÜRRİYET!" ifadelerini kullandı.

"Kayyum Politikaları Utanç Verici"

İmamoğlu, kayyum politikalarının mevcut sistemin ve yaşanan dönemin en utanç verici uygulamalarından biri olduğunu savundu. Bu tür uygulamaların, "milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi" gündemine yakışmadığını ifade etti. İmamoğlu'nun bu açıklamaları, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı ve kayyum atamaları konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Kayyum Nedir ve Neden Tartışmalı?

Kayyum, bir kurum veya kuruluşun yönetimi, sahibi tarafından yapılamadığı durumlarda, mahkeme kararıyla atanan ve o kurumun yönetimini devralan kişidir. Türkiye'de kayyum atamaları, özellikle terör örgütleriyle ilişkili olduğu iddia edilen belediyelere sıklıkla yapılmaktadır. Ancak bu uygulamalar, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerine atanmış kişilerin getirilmesi nedeniyle, demokrasi ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir.

Kayyum atamalarıyla ilgili tartışmalar, sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal boyutları da içermektedir. Bir kesim, kayyum atamalarının terörle mücadelede önemli bir araç olduğunu savunurken, diğer kesim ise bu uygulamaların yerel yönetimlerin özerkliğini zedelediğini ve halkın iradesini yok saydığını ileri sürmektedir.

Ekrem İmamoğlu'nun cezaevinden yaptığı bu sert çıkış, kayyum atamaları konusundaki tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor. Siyasi arenada yankı uyandıran bu açıklamalar, önümüzdeki günlerde daha da çok konuşulacak ve tartışılacak. İmamoğlu'nun bu çıkışı, kayyum uygulamalarına karşı olan kesimlerin sesini daha da yükseltmelerine neden olabilir.