İstanbul Sözleşmesi'nden Çekilme Kararına Şok Eleştiri!
Gündem

İstanbul Sözleşmesi'nden Çekilme Kararına Şok Eleştiri!


27 May 20255 dk okuma12 görüntülenmeSon güncelleme: 09 June 2025

Kadın Sosyalist Enternasyonal Başkanı Janet Camilo, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını sert bir dille eleştirdi. Camilo, bu kararın kadına yönelik şiddeti sadece toplumsal bir sorun olarak değil, aynı zamanda siyasi ve kültürel bir kontrol aracı olarak gören bir zihniyetin ürünü olduğunu savundu.

İstanbul Sözleşmesi'nden Çekilme Kararı: Camilo'dan Sert Tepki

Janet Camilo, yaptığı açıklamada, "Hükümetin köktendinci ya da otoriter baskılar altında İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş olması üzüntü verici. Ancak şaşırmadık çünkü biliyoruz ki kadına yönelik şiddet sadece toplumsal bir sorun değil, siyasi ve kültürel bir kontrol aracı” ifadelerini kullandı. Bu sözler, Türkiye'nin kararının uluslararası arenada yankı uyandırdığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti önleme ve bununla mücadele etme amacı taşıyan uluslararası bir insan hakları sözleşmesidir. Türkiye, bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olmasına rağmen, 2021 yılında sözleşmeden çekilmişti. Bu karar, hem ülke içinde hem de uluslararası alanda büyük tepkilere yol açmıştı.

Camilo'nun açıklamaları, İstanbul Sözleşmesi'nin önemini ve kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası işbirliğinin gerekliliğini bir kez daha vurguluyor. Kadın hakları savunucuları, bu tür eleştirilerin Türkiye'nin kararını yeniden gözden geçirmesine ve kadına yönelik şiddetle daha etkin bir şekilde mücadele etmesine yardımcı olabileceğini umuyor.

Kadına Yönelik Şiddet: Küresel Bir Sorun

Kadına yönelik şiddet, dünya genelinde yaygın bir insan hakları ihlalidir. Birleşmiş Milletler'e göre, dünya genelinde her üç kadından biri hayatının bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Bu şiddet, kadınların ve kız çocuklarının eğitim, sağlık, ekonomik ve siyasi katılım gibi temel haklarını kullanmalarını engellemektedir.

Kadına yönelik şiddetle mücadele, sadece yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık ve eğitimle de mümkündür. Bu konuda, sivil toplum kuruluşları, medya ve eğitim kurumları önemli bir rol oynamaktadır. Kadınların güçlendirilmesi, erkeklerin ve erkek çocuklarının bilinçlendirilmesi, şiddete karşı sıfır tolerans anlayışının benimsenmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede başarıya ulaşmanın temel unsurlarıdır.

Kadına yönelik şiddetle mücadele için alınabilecek bazı önlemler:

  • Yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi ve etkin bir şekilde uygulanması
  • Şiddet mağdurlarına yönelik destek mekanizmalarının oluşturulması ve yaygınlaştırılması
  • Toplumsal farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi
  • Eğitim müfredatına kadına yönelik şiddetle mücadele konularının dahil edilmesi
  • Medyanın kadına yönelik şiddet konusunda daha duyarlı ve sorumlu davranması

İstanbul Sözleşmesi'nin Önemi

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir uluslararası araçtır. Sözleşme, devletlere kadına yönelik şiddeti önleme, şiddet mağdurlarını koruma ve failleri cezalandırma yükümlülüğü getirmektedir. Ayrıca, sözleşme, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını kabul etmekte ve bu eşitsizliği ortadan kaldırmaya yönelik politikalar geliştirilmesini öngörmektedir.

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede bir gerileme olarak değerlendirilmektedir. Bu karar, Türkiye'nin uluslararası alandaki itibarını zedelemiş ve kadın hakları savunucularının tepkisini çekmiştir. Türkiye'nin, kadına yönelik şiddetle mücadelede daha kararlı adımlar atması ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi önemlidir.

Janet Camilo'nun eleştirisi, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının ne denli büyük bir hata olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Umarız, bu tür eleştiriler, yetkililerin bu kararı yeniden değerlendirmesine ve kadına yönelik şiddetle mücadelede daha etkin bir rol oynamasına vesile olur.