Moto kuryelik, günümüzde özellikle şehir yaşamının vazgeçilmezi haline gelmiş bir meslek. Ancak bu alanda kadınların temsiliyeti, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin acı bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'de kadın moto kurye sayısının azlığı ve bu durumun normal karşılanması, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir sorun.

Toplumsal Cinsiyet Kalıpları ve Önyargılar

Moto kuryelik, geleneksel olarak erkeklere özgü bir meslek olarak kabul ediliyor. Toplumdaki önyargılar, kadınların motosiklet kullanmasına ve fiziksel güç gerektiren işlerde çalışmasına karşı direnç gösteriyor. Bu durum, kadınların moto kurye olma yolunda karşılaştıkları en büyük engellerden biri. Aile ve çevreden gelen tepkiler, kadınların bu mesleği seçmesini zorlaştırıyor. "Motor ehliyetini alıp ne yapacaksın?" gibi cümlelerle başlayan baskılar, kadınların özgür seçim yapmasını engelliyor.

Bir kadın kuryenin röportajda dile getirdiği şu sözler durumu özetliyor: "Kadın moto kurye olmak, sürekli kendini ispatlama çabası. İnsanların yüzünde 'Kadın bu işi yapabilir mi?' sorusunu görmek küçümseyici ve aşağılayıcı oluyor."

Platform şirketleri ve işletmeler, kadın moto kuryeleri işe alırken çoğu zaman onların yeteneklerine değil, kadın kurye çalıştırmanın müşterilere sempatik geleceği düşüncesine odaklanıyor. Hatta bazı platformlar, kadın kuryelere uygun kıyafet seçeneği bile sunmuyor. Bu durum, kadınların erkek gibi görünmeye veya görünmez olmaya zorlanmasına neden oluyor.

Sektördeki Görünmezlik ve İstatistiklerin Eksikliği

Platform şirketleri, bünyelerinde çalışan kadın moto kurye sayısını açıklamaktan kaçınıyor. Bunun nedeni, sektörde aktif olarak çalışan kadın kurye sayısının az olması ve şirketlerin bu durumu gizlemek istemesi. Bu durum, kadınların sektördeki temsil oranını öğrenmeyi zorlaştırıyor ve kadınların karşılaştığı sorunların görünürlüğünü engelliyor. Resmi istatistiklerin eksikliği, kadınların yaşadığı sorunlara çözüm üretilmesini de imkansız hale getiriyor.

Fiziksel Zorluklar ve Tehlikeler

Moto kuryelik, sürekli kaza, yaralanma ve ölüm riski taşıyan tehlikeli bir meslek. Uzun çalışma saatleri, sürekli hız baskısı, ağır yükler ve elverişsiz trafik koşulları, moto kuryelerin karşılaştığı zorluklardan sadece birkaçı. Yağışlı havalarda çalışmak, aşırı sıcak veya soğuğa maruz kalmak, motorların giremediği yerlerde ağır yüklerle yürümek gibi durumlar, kadın moto kuryeler için daha da zorlayıcı olabiliyor.

İstatistiklere göre, 2024 yılında motosiklet kazalarında her gün ortalama 4.3 kişi hayatını kaybediyor. Ancak moto kuryelik, hala "az tehlikeli meslekler" arasında sınıflandırılıyor. Bu durum, moto kuryelerin karşılaştığı risklerin yeterince ciddiye alınmadığını gösteriyor.

Kadın moto kuryelerin yaşadığı bu zorluklar ve eşitsizlikler, sektördeki ve toplumdaki genel bakış açısının değişmesi gerektiğini gösteriyor. Kadınların bu alanda daha fazla temsil edilmesi, desteklenmesi ve karşılaştıkları sorunlara çözüm bulunması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, her bireyin yetenekleri ve tercihleri doğrultusunda meslek seçme özgürlüğü vardır ve bu özgürlük, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkes için geçerli olmalıdır.