Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden tam 51 yıl geçti. Bu harekat, Kıbrıs Türk halkının adadaki varoluş mücadelesinde bir dönüm noktası oldu. Peki, her şey nasıl başladı? Türkler, adada hangi baskı ve zulümlere maruz kaldı ve bu zulüm nasıl sona erdi? İşte Kıbrıs Barış Harekatı'nın perde arkası ve adadaki Türk varlığının destansı öyküsü.

Kıbrıs'ta Türk Varlığı ve Zulmün Başlangıcı

Kıbrıs, tarih boyunca stratejik önemi nedeniyle birçok medeniyetin ilgisini çekmiş bir ada olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1571'de adayı fethetmesiyle birlikte, adada Türk nüfusu da önemli ölçüde artmıştır. Ancak, 19. yüzyılın sonlarından itibaren, adadaki Rum nüfusun Enosis (Yunanistan ile birleşme) hayalleri, Türkler için giderek artan bir tehdit oluşturmaya başlamıştır.

1950'li yıllarda EOKA (Ethniki Organosis Kyprion Agoniston - Kıbrıslı Mücadeleciler Ulusal Örgütü) adlı Rum terör örgütünün ortaya çıkmasıyla birlikte, Kıbrıs'taki Türkler için hayat adeta bir kabusa dönmüştür. EOKA, adadaki Türkleri sindirmek, göçe zorlamak ve Enosis'e zemin hazırlamak amacıyla sayısız saldırı ve katliam gerçekleştirmiştir. Bu dönemde, Türk köyleri basılmış, insanlar hunharca öldürülmüş ve mallarına el konulmuştur. Bu olaylar, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin en acımasız dönemlerinden biri olmuştur.

EOKA'nın Türk halkına yönelik saldırıları, adadaki gerilimi tırmandırmış ve iki toplum arasında derin bir güvensizlik yaratmıştır. Türkler, kendilerini korumak amacıyla çeşitli savunma örgütleri kurmuş ve direnişe geçmiştir. Ancak, sayıca ve silah gücü olarak daha üstün olan Rum güçleri karşısında, Türklerin direnişi yetersiz kalmıştır. Bu dönemde, Türkiye'nin adadaki Türklerin güvenliğini sağlamak amacıyla müdahale etmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.

Barış Harekatı: Zulme Son Veren Adım

15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki askeri cunta tarafından desteklenen bir darbe girişimiyle, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios devrilmiş ve yerine EOKA yanlısı Nikos Sampson getirilmiştir. Bu darbe, Enosis'in gerçekleştirilmesi için bir fırsat olarak görülmüş ve adadaki Türklerin hayatı daha da tehlikeye girmiştir. Türkiye, bu gelişme üzerine, Kıbrıs Türk halkının güvenliğini sağlamak ve adadaki anayasal düzeni yeniden tesis etmek amacıyla 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlatmıştır.

Harekatın ilk aşamasında, Türk Silahlı Kuvvetleri adaya çıkarma yaparak, Girne bölgesini kontrol altına almıştır. İkinci aşamada ise, adanın kuzeyindeki Türk bölgeleri güvence altına alınmıştır. Harekat sonucunda, adadaki Türklerin yaşadığı bölgeler birleştirilmiş ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin temelleri atılmıştır.

Harekatın Sonuçları ve Kıbrıs'ta Yeni Bir Dönem

Kıbrıs Barış Harekatı, adadaki Türklerin uzun yıllar süren baskı ve zulümden kurtulmasını sağlamış ve onlara kendi geleceklerini belirleme fırsatı vermiştir. Harekat sayesinde, adada iki toplumlu, iki kesimli bir çözümün temelleri atılmış ve Kıbrıs sorununun çözümü için müzakereler başlamıştır. Ancak, bugüne kadar adada kalıcı bir barış sağlanamamış ve Kıbrıs sorunu hala devam etmektedir.

• Kıbrıs Barış Harekatı'nın en önemli sonuçları şunlardır:
• Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin sağlanması
• Adadaki Türk bölgelerinin birleştirilmesi
• Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulması
• Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelerin başlaması

Kıbrıs Barış Harekatı, Türk milletinin Kıbrıs Türk halkına olan desteğinin ve dayanışmasının en önemli göstergelerinden biri olmuştur. Bu harekat, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm bölgenin barış ve istikrarına katkı sağlamayı amaçlamıştır. Umuyoruz ki, Kıbrıs'ta kalıcı bir barışın sağlanması için tüm taraflar gerekli adımları atacak ve adada yaşayan herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir gelecek inşa edilecektir.