
Sağlık Sendikasından Uyarı: Halkın Sağlığı Ranta Kurban Edilemez!
Genel Sağlık-İş Sendikası, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen Sağlık Bakanlığı bütçesine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sendika, "Sağlık bütçesi sermayeye değil, emeğe ayrılsın" sloganıyla TBMM Dikmen Kapısı önünde basın açıklaması yaparak, halkın sağlığının rant düzenine teslim edilmemesi gerektiğini vurguladı. Sendika Genel Başkanı Derya Uğur, mevcut bütçenin vatandaşların eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti alabilmesinden uzak olduğunu, sağlık çalışanlarının insanca çalışma koşullarının yaratılması yerine sermayeye kaynak aktarılmasının planlandığını belirtti.
Sağlık Bütçesi ve Kamu Özel İşbirliği Eleştirisi
Derya Uğur, yaptığı açıklamada kamu kurumlarının yetersiz personel, düşük kaliteli malzeme ve eksik tıbbi teknolojik altyapıyla ayakta durmaya çalıştığını, buna karşın bütçede en büyük payın kamu-özel iş birliği modeliyle sağlık hizmetine çöreklenen şirketlere aktarıldığını ifade etti. Siyasi iktidarın, şehir hastanelerine kira ve hizmet bedeli adı altında yandaş şirketlere büyük miktarda kaynak ayırdığını, doğrudan sağlık hizmetlerine ayrılan payı ise her geçen gün azalttığını söyledi. Sayıştay raporlarının da şehir hastaneleri üzerinde oluşan kamu zararını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
Uğur, tedavi edici hizmetlerin ön plana çıkarılırken, halk sağlığının en temel unsuru olan koruyucu sağlık hizmetlerinin bilinçli bir şekilde geri plana atıldığını belirtti. Ayrıca, ülke genelinde depreme dayanıksız kamu kurumlarında sağlık hizmeti sunulmaya devam edildiğini, 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerde hala sağlık hizmetlerinin konteynerlerde verildiğini dile getirdi.
Uğur, şu ifadelere yer verdi: "Bir şehir hastanesinin yapımına harcanan para ile 47 devlet hastanesi yapılabilmektedir. Ankara’da GATA’nın eski binalarının tümünün depreme dayanıksız olduğu dile getirilmektedir ve bunlar sadece 2 örnektir, Türkiye’de pek çok sağlık kurumunun depreme dayanıksız olduğu bilinmektedir."
Sağlık Harcamaları ve OECD Raporu
Genel Sağlık-İş Sendikası, Türkiye'nin sağlık harcamaları konusunda OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer almasına da dikkat çekti. Yaklaşık bir hafta önce yayımlanan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Sağlık Bir Bakışta 2025 raporuna göre, Türkiye beslenme yetersizliği, kötü yaşam koşulları nedeniyle gelişen kronik hastalıklar ve obezite verilerinde üst sıralara tırmanırken, nitelikli sağlık hizmeti göstergelerinde gerilemektedir. Raporda, Yunanistan'da 2 hekimin baktığı hastaya Türkiye'de 1 hekimin baktığı (OECD ortalaması 3,9),İsviçre'de 6,5 hemşirenin yaptığı işin Türkiye'de 1 hemşire tarafından yapıldığı belirtilmektedir.
Sendika, taleplerini şu şekilde sıraladı:
- Eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetleri esas alınmalıdır.
- Şehir hastanelerine kaynak aktarmaktan vazgeçilip kamucu sağlık politikaları benimsenmelidir.
- Koruyucu sağlık hizmetleri öncelenmelidir.
- Personel eksiklikleri giderilmeli, sağlık emekçileri insanca çalışma koşullarına kavuşturulmalıdır.
Sonuç: Halkın Sağlığı İçin Mücadele Vurgusu
Genel Sağlık-İş Sendikası, halkın sağlığının rant düzenine teslim edilmemesi için mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı. TBMM’deki tüm siyasi partilerin bütçe sürecindeki tutumlarını takip edip kamuoyuyla paylaşacaklarını belirten sendika, halkın çıkarlarını savunan bir bütçe için mücadele edeceklerini ifade etti. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım da yaptığı açıklamada, iktidarın maliye politikalarını eleştirerek, enflasyon karşısında halkın ezildiğine dikkat çekti ve halkı hakları için mücadele etmeye çağırdı.







