Kurban Bayramı tatilinde milyonlarca vatandaşımız yollara düştü. Ancak sevdiklerine ulaşmaya çalışan sürücüler, yollarda hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılaştılar: Radarlar, drone'lar ve sivil araçlara gizlenmiş polisler! Bu durum, akıllara tek bir soruyu getiriyor: Trafik kazalarını önlemek mi amaç, yoksa bütçe açığını kapatmak mı?

Ceza mı, Tuzak mı?

Bayramın ilk gününde 12.407 kişiye hız cezası kesildi. Arefe günü ise bu sayı 23 bine ulaştı. Toplamda 35 bin kişi, "hızlı gitmişsin" gerekçesiyle cezalandırıldı. Ancak aynı gün trafik kazalarında insanlar ölmeye ve yaralanmaya devam etti. Bu durum, cezaların caydırıcılık etkisinin sorgulanmasına neden oluyor. Özellikle 120 kilometre hızla giderken birden karşınıza çıkan 50 tabelası ve hemen ardından gelen radar, sürücülerin ani fren yapmasına veya direksiyonu kırmasına neden olabilir. Üstelik çoğu zaman uyarı levhası bile bulunmuyor. Amaç, sürücüleri uyarmak değil, onları yakalamak gibi görünüyor.

Trafik güvenliği elbette hayati öneme sahip. Ancak bu kadar önemli bir konunun kolaylıkla bir gelir modeline dönüştürülmesi, niyetleri sorgulatıyor. Vatandaşı korumakla yükümlü olan devletin, vatandaşı "av" gibi izlemesi, asıl tehlike değil midir? Eve gelen 2.168 TL, 4.512 TL veya 9.268 TL tutarındaki cezalar, sürücülerin zaten zor durumda olan bütçelerini daha da sarsıyor.

Hedef 55 Milyar TL!

Peki, trafik cezaları neden bu kadar arttı? Cevap basit: 2024 yılı trafik ceza hedefi 55 milyar TL! Evet, yanlış duymadınız. Hedef! Yani trafik cezalarının kaza olmasın diye kesildiği düşünülürken, aslında devletin yıllık bütçesinde "ceza geliri" diye bir kalem olduğu ortaya çıkıyor. Hedef tutmazsa ne olur? Yeni radarlar kurulur, hız limitleri düşürülür, sürücüler kıstırılır.

Sosyal medyada AK Partili isimler bile bu duruma isyan etti. Başdanışman Osman Saral ve eski vekil Şamil Tayyar, cezaların vatandaşa tuzak gibi olduğunu, ani hız limit değişimlerinin haksız ve keyfi olduğunu savundu. CHP'li İnan Akgün Alp ise ceza gelirlerinin ek bütçe önerisi gibi olduğunu ve 2025 bütçesine 68 milyar hedef konduğunu belirtti. Milletvekili Cengiz Çiçek de TBMM'de radar uygulamalarının "ödeme makinasına" dönüştüğünü gündeme getirdi.

Sonuç

Trafik kuralları olmalı ve kimse ölümlere sebep olmamalı. Ancak trafik güvenliği bir ceza yarışına dönüyorsa, orada niyet sorgulanır. Caydırıcılık başka, sindirme başka şeydir. Bu ülkenin vatandaşı zaten geçim derdinde, kredi kartı limitinde yaşıyor ve akaryakıt, bakım, MTV, sigorta derken arabasına binmeye korkuyor. Şimdi bir de bayramda memleket yolunda pusularla karşılaşıyor. Sonuç olarak, trafikte hala insanlar ölüyor. Ama en azından kasaya güzel para giriyor, değil mi? Hızlı gidene radar, yavaş gidene zam... Ortada kalan vatandaşa ise sabır dilemekten başka çare kalmıyor.