Asgari ücret maratonu resmen başladı! Milyonlarca çalışanın gözü kulağı, yeni yılda geçerli olacak asgari ücret zammına çevrildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile dün gerçekleştirdiği kritik toplantıda, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısı ve izlenecek yol haritası masaya yatırıldı. Peki, pazarlık masasında hangi formüller konuşuluyor? İşte detaylar...

Asgari Ücrette Beklentiler Neler?

Asgari ücret, Türkiye'de milyonlarca çalışanın geçim kaynağı olduğu için, yapılacak zam oranları büyük önem taşıyor. Enflasyonun etkisiyle alım gücünün düşmesi, çalışanların beklentilerini yükseltirken, işverenler de maliyet artışlarını dengelemeye çalışıyor. Bu dengeyi sağlamak adına, hükümetin ve sosyal ortakların ortak bir noktada buluşması hedefleniyor.

Masadaki Kritik Formüller

Asgari ücretin belirlenmesinde farklı formüller değerlendiriliyor. İşte en çok konuşulan 4 formül:

• Enflasyon Oranı + Refah Payı: Enflasyon oranına ek olarak refah payı eklenerek asgari ücretin belirlenmesi. Bu formül, çalışanların alım gücünü korumayı amaçlıyor.
• Yıllık Enflasyon Hedefi: Hükümetin belirlediği yıllık enflasyon hedefine göre bir zam yapılması. Bu, daha öngörülebilir bir asgari ücret artışı sağlıyor.
• Geçmiş Enflasyon + Gelecek Beklentisi: Geçmiş enflasyon oranları ve gelecek enflasyon beklentileri dikkate alınarak bir ortalama bulunması ve buna göre zam yapılması.
• Sektörel Farklılıklar: Farklı sektörlerdeki ekonomik durumlar göz önünde bulundurularak, sektörel bazda asgari ücret belirlenmesi. Bu, bazı sektörlerde daha yüksek zam yapılması anlamına gelebilir.

Pazarlık Süreci Nasıl İşleyecek?

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşuyor. Komisyon, aralık ayı boyunca bir araya gelerek müzakereler yürütecek. Tarafların talepleri ve beklentileri doğrultusunda, ortak bir noktada buluşulmaya çalışılacak. Müzakereler sonucunda belirlenen asgari ücret, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek.

Asgari ücretteki olası artış, sadece çalışanların değil, aynı zamanda işverenlerin ve genel ekonominin de geleceğini etkileyecek. Bu nedenle, tüm tarafların uzlaşmacı bir yaklaşımla hareket etmesi ve adil bir çözüm bulunması büyük önem taşıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türk-İş arasındaki görüşmelerin, bu süreçte önemli bir rol oynayacağı kesin.