İstanbul'da yaşanan deprem sonrası Prof. Dr. Celal Şengör'ün açıklamaları gündeme bomba gibi düşerken, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'dan gelen sert tepki şaşkınlık yarattı. Saral, Şengör'ü hedef alarak kullandığı ağır ifadelerle sosyal medyada tartışma başlattı.
Deprem Açıklamaları Tartışma Yarattı
Marmara Denizi'nde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul ve çevresinde büyük paniğe yol açtı. Artçı depremlerin devam etmesiyle birlikte uzmanlar da uyarılarını sıklaştırdı. Prof. Dr. Celal Şengör, depremle ilgili yaptığı açıklamada, "Beklenen büyük depremin öncüsü olabilir" diyerek İstanbulluları tedirgin etti. Şengör ayrıca, "İstanbul topun ağzında. Yıllardır alınmayan tedbirler yüzünden vakit daraldı. Artık en mantıklı adım, şehri terk etmek" şeklinde konuştu.
Saray Danışmanından Ağır Hakaret
Celal Şengör'ün bu açıklamaları üzerine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, sosyal medya hesabından sert bir tepki gösterdi. Saral, Şengör'ü hedef alarak, "Bu 'angut', İstanbul'u terk edin demekle ne anlatmaya çalışıyor? Bu nasıl bir akıl, bu nasıl bir hoca!" ifadelerini kullandı. Bu ağır hakaret, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Birçok kişi Saral'ın üslubunu eleştirirken, bazıları ise Şengör'ün açıklamalarının gereksiz panik yarattığını savundu.
Tartışmanın Ardından Neler Bekleniyor?
Oktay Saral'ın Celal Şengör'e yönelik bu ağır hakareti, kamuoyunda geniş bir tartışma başlattı. Bu tür açıklamaların, özellikle deprem gibi hassas bir konuda yapılması, tepkilere neden oldu. Peki, bu tartışmanın ardından neler bekleniyor? İşte olası senaryolar:
- Oktay Saral'dan bir açıklama veya özür gelebilir.
- Celal Şengör, Saral'a hukuki yollardan yanıt verebilir.
- Kamuoyunda bu konuyla ilgili tartışmalar bir süre daha devam edebilir.
Bu olay, Türkiye'de bilim insanlarının ve kamu görevlilerinin üslupları konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özellikle doğal afetler gibi hassas konularda yapılan açıklamaların, daha dikkatli ve yapıcı olması gerektiği vurgulanıyor.
Saray danışmanının Celal Şengör'e yönelik hakareti, deprem korkusu yaşayan İstanbullular arasında yeni bir tartışma yarattı. Bu tür polemiklerin, toplumun moralini bozduğu ve çözüm odaklı yaklaşımların önünü tıkadığı belirtiliyor. Umuyoruz ki, yetkililer ve uzmanlar, bundan sonraki süreçte daha yapıcı ve sağduyulu bir iletişim kurarak, halkın kaygılarını gidermeye odaklanırlar.