CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan dava, siyasi kulislerde büyük yankı uyandırmıştı. Bugün görülen ilk duruşmada mahkeme, davayı 26 Mayıs tarihine erteledi. Bu karar, CHP içinde ve kamuoyunda farklı yorumlara neden oldu.
CHP'nin Savunması: Kötü Niyetli İddialar
CHP, mahkemeye sunduğu dilekçede, kurultay iptali davasını "kötü niyetli" ve "iftiralara dayalı" olarak nitelendirdi. Dilekçede, delegelere ev-araba vaadi, oy karşılığı telefon dağıtımı gibi iddiaların delilsiz ve duyuma dayalı olduğu vurgulandı. CHP yönetimi, bu iddiaların partinin itibarını zedelemeye yönelik olduğunu savundu.
CHP'nin savunmasında öne çıkan noktalar:
- İddiaların tamamının asılsız olduğu
- Kurultayın demokratik bir ortamda gerçekleştiği
- Davanın partiye zarar verme amacı taşıdığı
Davanın Geçmişi: İptal İsteminin Nedenleri
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, 4-5 Kasım tarihlerinde yapılan 38. Olağan Kurultayı'nın iptali için dava açmıştı. İptal gerekçesi olarak, kurultay sürecinde usulsüzlükler yapıldığı, delege seçimlerinde hile karıştırıldığı ve bazı delegelere baskı uygulandığı iddiaları öne sürülmüştü. Lütfü Savaş ve diğer davacı delegeler, kurultayın adil ve şeffaf bir şekilde yapılmadığını savunmuşlardı.
İzmir delegesi Hatip Karaaslan'ın Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı dava dosyası, Lütfü Savaş ve diğer delegelerin açtığı davalarla birleştirilmişti. Bu birleşme, davanın daha kapsamlı bir şekilde ele alınmasını sağladı.
Davanın 26 Mayıs'a ertelenmesi, CHP'nin kurultay sürecini ve parti içindeki dengeleri yakından etkileyecek. Mahkemenin vereceği karar, CHP'nin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Siyasi analistler, davanın sonucunun CHP'nin önümüzdeki seçimlerdeki performansını da etkileyebileceğini belirtiyor.
