Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, son günlerde kamuoyunda tartışma yaratan "karton bardak ihalesi" iddialarını yargıya taşıdı. Yavaş, AKP Milletvekili Osman Gökçek ve İl Başkanı Hakan Han Özcan'ı tanık olarak göstererek, bildiklerini savcılıkla paylaşmalarını istedi. Bu hamle, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı ve olayın seyrini değiştirecek gibi görünüyor.

Bardak Krizinde Yeni Perde: Yargı Süreci

ABB ile AKP Ankara Milletvekili Osman Gökçek arasındaki "karton bardak ihalesi" tartışması, yargıya taşınarak yeni bir boyut kazandı. Gökçek'in sosyal medyada gündeme getirdiği iddialara ABB'nin yanıtı gecikmedi. İhalenin bir "algı operasyonuna" dönüştürüldüğünü savunan ABB, tüm belgeleri ve iç denetim raporlarını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu ve resmi suç duyurusunda bulundu. Bu süreçte, AKP'li isimlerin tanık olarak gösterilmesi, olayın siyasi boyutunu daha da derinleştirdi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, yaptığı açıklamada, söz konusu ihaleyle ilgili tüm belgeleri ve iç denetim raporlarını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduklarını, resmî suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi. Ayrıca AKP’li vekil Osman Gökçek ile AKP Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan’ın da tanık olarak gösterildiği ve savcılığa bilgi vermelerinin beklendiği ifade edildi.

Tartışmanın merkezinde yer alan “427 Kalem Muhtelif Malzeme Alımı İhalesi” hakkında yazılı açıklama yapan Ankara Büyükşehir Belediyesi, tek bir kalem olan karton bardak alımının öne çıkarılarak gerçeğin çarpıtıldığını belirtti. Belediyeye göre bu alım, mezarlık hizmetlerinden muhtarlıklara, kamu personeline kadar birçok birimi kapsayan çok sayıda malzemenin tedarikini içeriyor. ABB, ihalenin 18 Mart 2025 tarihinde iç denetime sevk edildiğini, Sayıştay ön incelemesinden de geçtiğini ve herhangi bir kamu zararı tespit edilmediğini duyurdu. Sayıştay’ın sadece bardakların boyutunda bir milimetrelik fark tespit ettiğini ve bunun da ilgili firmaya tazmin ettirildiğini ifade etti.

İhale Süreci ve Geçmiş İlişkiler

İhale sürecinde dikkat çeken bir diğer nokta ise, ihaleyi alan firmanın geçmişte de ABB ile iş yapmış olması. ABB'nin açıklamasına göre, aynı aileye ait şirketlerin önceki yönetim döneminde 89 ihale aldığı, bunların 61'inin pazarlık usulüyle yapıldığı belirtildi. Mansur Yavaş döneminde ise aynı firmanın yalnızca 24 ihale aldığı vurgulandı. Bu bilgiler, ihale sürecinin şeffaflığı ve adil olup olmadığı yönünde soru işaretleri yaratıyor.

• Firma geçmişte de ABB ile çalışmış.
• Önceki yönetimde 89 ihale almışlar (61'i pazarlık usulü).
• Mansur Yavaş döneminde sadece 24 ihale almışlar.

Kamuoyunda sıkça dile getirilen “bardaklar Karşıyaka Mezarlığı için alındı” iddiasına da açıklık getirildi. Belediyeye göre, malzemeler yalnızca Karşıyaka’da değil, Ankara genelindeki 1200’den fazla mezarlık, 14 ilçe, mahalle muhtarlıkları, dernekler ve belediye birimleri tarafından kullanılıyor. Ayrıca “25 tırla taşındı” söyleminin doğru olmadığı, gerçek sayının 5 tır olduğu açıklandı.

Siyasi Etkileri ve Sonuç

Bu gelişmelerin ardından Mezarlıklar Daire Başkanı, iddiaların Mansur Yavaş'ı hedef aldığını belirterek görevinden ayrıldı ve iddialarda bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu durum, olayın siyasi boyutunu daha da belirginleştirirken, yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği merak konusu. Mansur Yavaş'ın bu hamlesi, hem kendi imajını koruma hem de iddiaların asılsız olduğunu kanıtlama çabası olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak, "bardak krizi" olarak başlayan bu olay, yargı süreciyle birlikte Ankara siyasetinde uzun süre konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor.