Suriye'nin kuzeyinde düzenlenen 'Ortak Tutum Konferansı ve Kürt Birliği' adlı konferans, bölgedeki siyasi dinamikleri yeniden gündeme getirdi. Konferansta adem-i merkeziyetçilik talepleri öne çıkarken, Türkiye'den sert tepkiler geldi. Peki, bu konferansın ardında yatan sebepler neler ve bölge için ne anlama geliyor?
Konferansa Kimler Katıldı?
Konferansa Türkiye’den Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Başkanı ve Batman Milletvekili Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekilleri Serhat Eren ve Mehmet Kamaç, Mardin Milletvekili Saliha Aydeniz ve Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit katıldı. Ayrıca, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, KDP Genel Başkanı Mesud Barzani, Bafıl Talabani de teşekkür mesajı gönderdi. Konferansta, geçtiğimiz günlerde HTŞ Lideri Golani ile anlaşma yapan SDG komutanı Mazlum Abdi de bir konuşma yaptı. Bu geniş katılım, konferansın bölgedeki farklı aktörler için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Sonuç Bildirgesi Neler İçeriyor?
Konferansın ardından yayınlanan sonuç bildirgesi, Suriye'nin geleceğine dair önemli mesajlar içeriyor. Bildirgede öne çıkan maddeler şunlar:
- Suriye'nin çok uluslu, çok kültürlü, çok dinli ve farklı inançları içinde barındıran bir devlet olması gerektiği
- Devletin, uluslararası sözleşmelere ve insan haklarına uyması gerektiği
- Suriye yönetim sisteminin, siyasal çoğulculuğu ve güçler ayrılığını benimseyen bir parlamenter sistem olması gerektiği
- Merkez ve bölgeler arasında adil bir güç ve zenginlik dağılımını içeren ademi merkeziyetçi bir Suriye
- Kürt bölgelerinin federal bir Suriye çatısı altında bütünleşik bir siyasi ve idari birim olarak birleştirilmesi
- Kürtçenin ülkede Arapça ile birlikte resmi dil olarak anayasada tanınması
Bu maddeler, Kürt grupların Suriye'nin geleceğine dair vizyonunu ortaya koyuyor. Özellikle adem-i merkeziyetçilik ve Kürtçe'nin resmi dil olması talepleri dikkat çekiyor.
Türkiye'den Tepkiler ve Bölgesel Etkileri
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, konferansa sert tepki göstererek, “Suriye’de terör örgütlerini devam ettirecek hiçbir girişimi kabul etmiyoruz” dedi. Fidan, YPG ile Suriye’deki yönetim arasında imzalanan anlaşmanın hayata geçmesini beklediklerini de sözlerine ekledi. Bu tepki, Türkiye'nin Suriye'deki Kürt grupların adem-i merkeziyetçilik taleplerine karşı tutumunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Bölgedeki diğer aktörlerin de bu konuya nasıl yaklaştığı, Suriye'nin geleceği açısından belirleyici olacak.
Sonuç olarak, Suriye'nin kuzeyinde düzenlenen konferans ve yayınlanan sonuç bildirgesi, bölgedeki siyasi dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip. Adem-i merkeziyetçilik talepleri, Türkiye'nin tepkisi ve diğer bölgesel aktörlerin tutumu, Suriye'nin geleceğini şekillendirecek önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Bu gelişmelerin, bölgedeki istikrar ve barış çabaları üzerindeki etkileri yakından takip edilmelidir.