Türkiye Risk Priminde Rekor Düşüş! Yatırımcılar Neden Akın Ediyor?
Son Dakika

Türkiye Risk Priminde Rekor Düşüş! Yatırımcılar Neden Akın Ediyor?


02 December 20255 dk okuma27 görüntülenmeSon güncelleme: 10 December 2025

Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS),dikkat çekici bir düşüşle Mayıs 2018'den bu yana en düşük seviyesine gerileyerek 233 baz puan olarak kaydedildi. Bu durum, Türkiye ekonomisine olan güvenin arttığına dair önemli bir sinyal olarak değerlendiriliyor. Peki, bu düşüşün arkasında yatan sebepler neler ve yatırımcılar bu duruma nasıl tepki veriyor?

Risk Primindeki Düşüşün Nedenleri

Risk primindeki düşüşün çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Türkiye ekonomisinin son dönemde gösterdiği istikrarlı büyüme performansıdır. Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar ve yapısal reformlar, yatırımcıların Türkiye'ye olan güvenini artırmış durumda. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyonla mücadeledeki kararlı duruşu ve bağımsız politikaları da risk priminin düşmesinde etkili olmuştur.

Bununla birlikte, küresel piyasalardaki olumlu gelişmeler de Türkiye'nin risk primini olumlu yönde etkilemiştir. Özellikle, gelişmekte olan ülkelere yönelik artan yatırım iştahı ve düşük faiz ortamı, Türkiye'ye sermaye akışını hızlandırmıştır.

Düşüşün diğer nedenleri:

  • Enflasyon beklentilerindeki iyileşme: Enflasyonla mücadelede atılan adımlar, beklentileri olumlu yönde etkiliyor.
  • Jeopolitik risklerde azalma: Bölgedeki istikrarın artması, yatırımcıların risk algısını düşürüyor.
  • Uluslararası kredi kuruluşlarının not artırımı beklentisi: Türkiye'nin kredi notunun yükseltilmesi, yatırımcı güvenini pekiştiriyor.

Yatırımcıların Tepkisi ve Beklentiler

Risk primindeki düşüş, uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisini önemli ölçüde artırmış durumda. Özellikle, tahvil piyasasında yabancı yatırımcıların alımları hızlanırken, Borsa İstanbul'da da yükseliş trendi gözlemleniyor. Yatırımcılar, Türkiye'nin ekonomik potansiyelini ve uzun vadeli büyüme hedeflerini dikkate alarak, ülkeye yatırım yapmaya devam ediyor.

Ekonomistler, risk primindeki düşüşün Türkiye ekonomisi için olumlu bir gelişme olduğunu belirtirken, bu durumun dış finansman maliyetlerini düşüreceği ve yatırım ortamını iyileştireceği görüşünde. Ancak, sürdürülebilir bir büyüme için yapısal reformların devam etmesi ve enflasyonla mücadelede kararlılığın korunması gerektiği de vurgulanıyor.

Düşüşün Türkiye Ekonomisine Etkileri

Türkiye'nin risk primindeki bu düşüş, ülke ekonomisi için bir dizi olumlu etki yaratma potansiyeline sahip. Öncelikle, dış borçlanma maliyetlerinin azalması bekleniyor. Bu durum, hem kamu hem de özel sektörün daha uygun koşullarda finansman sağlamasına olanak tanıyacak ve yatırımların artmasına katkıda bulunacaktır. Ayrıca, Türk lirasının değer kazanmasıyla birlikte, enflasyon üzerinde de aşağı yönlü bir baskı oluşması öngörülüyor. Tüm bu gelişmeler, Türkiye ekonomisinin daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme yoluna girmesine yardımcı olacaktır.

Sonuç olarak, Türkiye'nin risk primindeki düşüş, ülke ekonomisi için önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Bu olumlu trendin devam etmesi için, hükümetin ve TCMB'nin koordineli bir şekilde çalışarak, ekonomik istikrarı sağlamaya yönelik politikalar uygulaması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, kısa vadeli kazanımlar uzun vadede yerini belirsizliğe bırakabilir.