Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye ekonomisine ilişkin dikkat çekici bir analiz yayınladı. Sıkı para ve maliye politikalarının yanı sıra enerji fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle enflasyondaki düşüşün sürmesi bekleniyor. Peki, raporda Türkiye ekonomisi için hangi büyüme tahminleri yapıldı? İşte detaylar...

AB'nin Türkiye Ekonomisi Değerlendirmesi

AB Komisyonu'nun raporunda, Türkiye ekonomisinin 2025'te yüzde 2,8, 2026'da ise yüzde 3,5 büyüyeceği öngörülüyor. Ayrıca, bütçe açığının azalması ve kamu borcunun ılımlı seviyelerde seyretmesi bekleniyor. Raporda dikkat çeken diğer noktalar ise şunlar:

• Enflasyondaki düşüşün devam edeceği öngörülüyor.
• Sıkı para ve maliye politikalarının etkili olacağı belirtiliyor.
• Enerji fiyatlarındaki düşüşün enflasyonu olumlu etkileyeceği düşünülüyor.

AB Komisyonunun Ekonomiden Sorumlu Üyesi Valdis Dombrovskis, raporla ilgili yaptığı açıklamada, AB ekonomisinin yüksek ticari gerginlikler ve artan küresel belirsizlik ortamında dayanıklılık gösterdiğini belirtti. Ayrıca, Avrupa'da büyümenin 2025'te ılımlı bir hızda da olsa devam etmesinin beklendiğine işaret etti.

Küresel Ekonomik Görünüm ve Riskler

Raporda, küresel ekonomik görünümdeki risklerin aşağı yönlü olduğuna dikkat çekiliyor. Küresel ticaretin daha fazla parçalanmasının büyümeyi azaltabileceği ve enflasyonist baskıları yeniden artırabileceği vurgulanıyor. Ayrıca, ABD ticaret politikasındaki belirsizliklerin küresel görünüm üzerinde ağır bir yük oluşturduğu belirtiliyor.

ABD ve Çin arasında 12 Mayıs'ta tarifeleri kısmen geri çekmek konusundaki anlaşmanın olumlu bir gelişme olduğuna dikkat çekilen raporda, "Ancak, tarifeler yüksek seviyede kalmaya devam ediyor ve kaçınılmaz olarak ABD-Çin ticaret akışlarının kademeli biçimde azalmasıyla sonuçlanacak. Dünyanın en açık ekonomisi olan AB bu gerginliği hissediyor. Küresel pazarlardaki zayıf ekonomik genişleme kaçınılmaz olarak ihracat büyümesini yavaşlatacak." ifadelerine yer verildi.

Türkiye Ekonomisi İçin Beklentiler ve Olası Etkileri

AB Komisyonu'nun Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileri, sıkı para politikası ve mali disiplinin devamlılığına bağlı. Enflasyondaki düşüşün sürmesi ve bütçe açığının azalması, ekonomik istikrarın sağlanması açısından kritik öneme sahip. Ancak, küresel ekonomik belirsizlikler ve ticaret savaşları, Türkiye ekonomisi için de risk oluşturuyor. İhracatın yavaşlaması ve dış finansmana erişimin zorlaşması, büyüme beklentilerini olumsuz etkileyebilir.

Sonuç olarak, AB Komisyonu'nun Türkiye ekonomisi analizinde, ılımlı bir büyüme ve enflasyonda düşüş beklentisi hakim. Ancak, küresel risklerin ve belirsizliklerin devam ettiği bir ortamda, Türkiye ekonomisinin performansı, iç ve dış politikaların doğru bir şekilde yönetilmesine bağlı olacak.