‘Kurtlar Vadisi’ dizisinde canlandırdığı ‘Savcı Leyla’ karakteriyle hafızalara kazınan Çiğdem Batur, katıldığı bir programda hem koyu bir Galatasaray taraftarı olduğunu hem de Okan Buruk ile ilgili hiç bilinmeyen bir anısını paylaştı. Batur'un anlattıkları, dinleyen herkesi derinden etkiledi.

Okan Buruk'a Duyulan Derin Sevgi ve Vefa

Çiğdem Batur, Okan Buruk'un kendisi ve ailesi için çok değerli bir insan olduğunu vurgulayarak, "Okan Buruk hem benim için hem ailem için çok değerli bir insandır onu çok başka seviyoruz çok derinden çok kalpten bir yerden seviyoruz. Bunun da sebebi şu; benim çok dile getirmediğim ve belki şu anda çevremdeki insanların da ilk defa duyacağı bir şey bu, benim kardeşim kız kardeşim çok ciddi bir Okan Buruk fanıydı hayranıydı. Hem çok koyu bir Galatasaraylıydı hem de Okan Buruk'u çok seviyordu 7 numaraydı o zaman ve 99 depreminde biz kardeşimi kaybettik. Düzce depreminde" dedi.

Depremde Kaybedilen Kardeş ve Okan Buruk'a Yazılan Mektup

Batur, kardeşinin depremde yaşadıklarını ve Okan Buruk'a yazdığı mektubu şu sözlerle anlattı: "En son enkazın içinden çıkan bir çanta hazırlamış kendine bir deprem çantası hazırlamış o çıkamadı ama deprem çantası çıktı deprem çantasının içinde Okan'a yazdığı bir mektup vardı. Biz mektubu bulduk o dönem, Cüneyt Tamman'a ulaştık o da Okan'a ulaştı. O dönemde UEFA kupasını aldığımız dönem maçlar bitti maçlar bittikten sonra Okan Düzce'ye geldi kardeşimin mezarını ziyaret etti bizi ziyaret etti oturduk hep beraber sohbet ettik. Ondan dolayı onun vefası, insanlığı bizim için çok değerlidir."

Düzce Depremi: Türkiye'nin Unutulmaz Acısı

17 Ağustos 1999'da meydana gelen Düzce depremi, Türkiye'nin yakın tarihinin en acı olaylarından biri olarak kayıtlara geçti. Binlerce insanın hayatını kaybettiği ve on binlercesinin yaralandığı bu felaket, toplumun her kesiminde derin yaralar açtı. Depremin ardından yaşanan dayanışma ve yardımlaşma, Türk halkının zor zamanlarda nasıl bir araya gelebileceğinin en güzel örneklerinden biri oldu. Deprem, sadece fiziksel yıkıma neden olmakla kalmayıp, psikolojik ve sosyal travmalara da yol açtı. Bu tür felaketlerin bir daha yaşanmaması için alınması gereken önlemler ve yapılması gereken hazırlıklar, her zaman gündemde tutulmalıdır.

Çiğdem Batur'un bu yürek burkan anısı, Okan Buruk'un sadece bir futbolcu değil, aynı zamanda büyük bir insan olduğunu da gözler önüne serdi. Batur'un ailesinin yaşadığı acı ve Okan Buruk'un gösterdiği vefa, insanlığın en güzel değerlerinden birini temsil ediyor. Bu hikaye, sporun birleştirici gücünü ve insanların birbirlerine nasıl destek olabileceğini bir kez daha hatırlatıyor.