Siber güvenlik uzmanları, yapay zeka (AI) ve deepfake gibi ileri teknolojilerin kötüye kullanımıyla siber zorbalığın arttığına dikkat çekiyor. Özellikle sosyal medya ve dijital platformlarda bireylerin itibarına zarar verilmesi ve psikolojik baskı oluşturulması, bu durumun ciddi sonuçları arasında yer alıyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yapılan bir araştırma, çocukların siber zorbalığa daha fazla maruz kaldığını ortaya koyuyor. Bu durum, dijital dünyada güvenlik önlemlerinin ve farkındalığın artırılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Siber Zorbalık ve Yapay Zeka Tehdidi

Siber Güvenlik Uzmanı Gökhan Say, BTK'nın yaptığı araştırmaya göre çocukların sosyal medya ve dijital platformlarda siber zorbalığa maruz kalma oranının yüzde 52,2'ye ulaştığını belirtiyor. Bu yüksek oran, çocukların dijital dünyada karşılaştığı tehlikelerin boyutunu gözler önüne seriyor. Yapay zeka ve deepfake teknolojilerinin yaygınlaşması, siber zorbalığın daha da karmaşık ve tehlikeli hale gelmesine neden oluyor. Deepfake teknolojisi sayesinde üretilen sahte videolar ve ses kayıtları, bireylerin itibarını zedelemek ve onları psikolojik olarak yıpratmak için kullanılabiliyor.

Siber zorbalığın farklı türleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

• Hakaret ve aşağılama: Bireylere yönelik kırıcı ve küçük düşürücü yorumlar yapılması.
• Tehdit: Bireylere yönelik fiziksel veya psikolojik zarar verme tehditleri.
• Taciz: Bireylerin sürekli rahatsız edilmesi ve taciz edici mesajlar gönderilmesi.
• Kimlik avı: Bireylerin kişisel bilgilerinin çalınarak kötüye kullanılması.
• Dışlama: Bireylerin online gruplardan veya platformlardan dışlanması.

Deepfake Teknolojisinin Rolü

Deepfake teknolojisi, yapay zeka kullanarak gerçek kişilerin yüzlerini ve seslerini taklit etmeyi mümkün kılıyor. Bu teknoloji, eğlence amaçlı kullanılabileceği gibi kötü niyetli kişiler tarafından da kullanılabiliyor. Örneğin, bir kişinin itibarını zedelemek amacıyla sahte bir video oluşturulabilir veya bir şirketin hisse senedi değerini düşürmek için yanıltıcı bilgiler yayılabilir. Bu tür eylemler, hem bireyler hem de kurumlar için ciddi sonuçlar doğurabiliyor.

Deepfake teknolojisinin potansiyel tehlikeleri şunlardır:

• Yanlış bilgilendirme: Sahte haberlerin ve bilgilerin yayılması.
• İtibar kaybı: Bireylerin ve kurumların itibarının zedelenmesi.
• Dolandırıcılık: Sahte kimliklerle dolandırıcılık yapılması.
• Siyasi manipülasyon: Seçim sonuçlarını etkilemek için yanıltıcı videoların kullanılması.

Çözüm Önerileri ve Önlemler

Siber zorbalık ve deepfake teknolojisinin kötüye kullanımının önüne geçmek için çeşitli önlemler alınması gerekiyor. Öncelikle, dijital okuryazarlık eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve bireylerin bu konularda bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca, sosyal medya platformlarının ve diğer dijital platformların, bu tür kötü niyetli içerikleri tespit etmek ve engellemek için daha etkili mekanizmalar geliştirmesi gerekiyor. Hukuki düzenlemelerin de bu alanda caydırıcı olması ve suçluların cezalandırılması, siber zorbalıkla mücadelede önemli bir rol oynayacaktır.

Alınabilecek önlemlerden bazıları şunlardır:

• Dijital okuryazarlık eğitimleri: Bireylerin dijital dünyada güvende kalmaları için gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılması.
• Sosyal medya platformlarının denetlenmesi: Kötü niyetli içeriklerin tespit edilmesi ve engellenmesi.
• Hukuki düzenlemeler: Siber zorbalık ve deepfake teknolojisinin kötüye kullanımının cezalandırılması.
• Farkındalık kampanyaları: Bireylerin siber zorbalık konusunda bilinçlendirilmesi.

Siber zorbalık ve yapay zeka teknolojilerinin kötüye kullanımı, günümüzde giderek artan bir tehdit oluşturuyor. Özellikle çocukların ve gençlerin bu tür tehlikelere karşı korunması, toplumun ortak sorumluluğundadır. Alınacak önlemler ve yapılacak çalışmalarla, dijital dünyanın daha güvenli ve yaşanabilir bir yer haline getirilmesi mümkün.